Tasarım;
eylemsiz nesnelerin kuruluşu değil, eylemi ile kendini okumak ve okutmak
zorunda olan insanın sanatsal yapılanışıdır.
Ne var ki
tasarlamayı kendi dışındaki nesnelerin muhatap olacağı bir fiilmişçesine zihninde
adresleyen insan, varlığını tanımladığı an gerçekleşebilecek olan tanrıyla tanışma ihtimalini tanınmaz
hale getirir.
Manâyı maddeye, maddeyi manâya transforme edebilme gücünü yeteri kadar kutsal görmeyenler, kutsiyeti bilincin yerini inançla doldurmakta bulur. Ki içinde bulunduğu 1/ sonsuz ölçekli denklemi kavramaya ve kavratmaya
muktedir tek birim olan insanın, bilmek yerine inanmaya sarılması da en az dogmatik inançsızlık kadar tasasız bir teslimiyettir.
Tanınması
gereken eylemin sanrılaşmasıyla oluşan tasasızlık nedeniyle tasarım, tanrılaştığı
varsayılan Pantheon devre mülkçülerinin kutsanası karteline bırakılır.
Kavramlar
âlemine çekilemediği için tanımlanamaz dolayısıyla bilinemez hale getirilen ne
varsa, tanrılaşan sanrısal güçlerin somutlaştırıcılığı aracılığıyla
törpülenmesi bile yasaklanan birer nasır olarak inanmaya muhtaç tenlere
yapıştırılır.
TASANRI;
tasarlama eylemini tanımadığı için nasırlaşan insanı kavramlar âlemine davet
ederek, tanımlarla kendini törpüleyebilmesini düşleyen bir kışkırtma
denemesidir.